Apollon Smintheus Tapınağı

TürkiyeÇanakkaleApollon Smintheus Tapınağı

Apollon Smintheus Kutsal Alanı : Biga Yarımadası’nın güneybatı ucunda, Çanakkale ili sınırları içinde, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gülpınar Beldesi’nde yer almaktadır. Jeolojik açıdan bölge bir volkanik plato olarak belirlenebilir.

Anadolu’nun en önemli antik bölgelerinden biri olan Troas’ta yer alan Apollon Smintheus Kutsal Alan bölgenin bilinen en önemli kült merkezidir. Kutsal alan, beldenin kuzeybatısı ile kuzeydoğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde, “Bahçeleriçi” olarak adlandırılan mevkide yer alır. Su yönünden zengin olan yöre, yeraltı kaynak suları ile beslenmektedir. Antikçağlarda oluşturulan yeraltı kanalları ile toplanan su günümüzde de belde halkı tarafından kullanılmaktadır. Su, Apolon kültü için vazgeçilmezdir. Anadolu’daki Apollon Kutsal Alanları’nın hemen hepsi kaynak sularının üzerinde kurulmuşlardır. Tanrı Apollon, kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuştur. Kutsal alanın bu yörede kurulmuş olmadı da bu nedenle olmalıdır.

Jean-Baptiste Le Chevalier 1785 yılında Lekton-Babakale’den Alexandreia Troas’a giderken kutsal alanda yer alan tapınağın toprak üstünde kalan kalıntılarını görmüş ve arkeoloji dünyasına ilk kez Apollon Smintheus Tapınağı’nı duyurmuştur. 1853 yılında yöreye harita çalışması için gelen İngiliz Amiral R.N.Spratt, Tuzla’dan Gülpınar’a gelirken Öküzbaşı Mevkii’nde rastladığı yöre halkının verdiği bilgiler ışığında tapınağın kalıntılarına ulaşır. Spratt bulduğu yapının Apollon’a ait, Ion düzeninde yapılmış önemli bir tapınak olduğunu görür. Tapınak alanında gördüğü bir yazıt aracılığı ile tapınağın Fare-Smintheus kültüne ait olduğunu bilim dünyasına duyurur.

Spratt’tan sonra R.P. Pullan yöreye 1861 yılında gelir ve kazı yapma kararı alır. 1866 yılında kazılara başlar ve Ekim-Kasım ayları boyunca tapınakta çalışır. Pullan bu çalışmalarını Society of Diletantti cemiyeti adına yürütür ve Spratt’tan sonra Apollon Smintheus Tapınağı’nı bilimsel olarak arkeoloji dünyasına sunar. Pullan’dan sonra yöreye gelenler hakkında bilgilerimiz azdır. H.Scliemann, Külahlı-Gülpınar köyünden söz ederken Post-Homeriz Chrysa olarak adlandırır. Daha sonra 1900’lü yılların başında Troas-Çanakkale bölgesine Leaf ve Hasluck’un yapmış olduğu ziyaretler bölgenin tarihi ve coğrafi özellikleri ile ilgili sağlıklı bilgiler sağlar.

1866 yılında yapılmış ilk kazılardan sonra tapınak yüz yıl boyunca unutulur. 1966 yılındaki H.Weber’in araştırması ile tapınak tekrar hatırlanır. 1971-73 yılları arasında Çanakkale Arkeoloji Müzesi yörede sondaj çalışmalarında bulunur. 1980 yılından bu yana ise Gülpınar-Apollon Smintheus Kutsal Alanı ve yakın çevresinde kazı, sondaj, restorasyon çalışmaları; Kültür Bakanlığı adına Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Özgünel başkanlığında, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı ve MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Aanasanat Dalı öğretim üyeleri, öğrencileri ve köylülerin özverileri ile sürdürülmektedir.

1980 yılından bu yana sürdürülen kazı ve onarım çalışmaları maddi ve manevi yönden birinci derecede Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmiştir. Kazılara Ankara Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu, Ankara Turizmi Eski Eserleri ve Müzelerini Sevenler Derneği, Vakıflar Bankası, Garanti Bankası, The Chez Manhattan, Bank-İstanbul Genel Müdürlükleri ile Türkiye Turing Otomobil Kurumu, Home Center-Ankara, Atilla Doğan ve Öz-Ak Tavukçuluk-Ankara, Çanakkkale Seramik A.Ş maddi ve manevi yardımlarda bulunmuşlardır. 1998 yılından bu yana tapınak onarım çalışmaları Efes Pilsen’in katkılarıyla devam etmektedir. 1991 yılından beri Kültür Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Çanakkale Valiliği İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından tapınak ve çevre düzenlemesi çalışmalarına büyük ölçüde maddi ve manevi katkılar sağlanmıştır.

Mimari Yönü İle Tapınak

Arkeologlar, mimarlar ve sanat tarihçileri için Helenistik Çağ (İÖ 330-30) ve mimarisi çok sevilen, ilgi duyulan bir konu olarak karşımıza çıkar. Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı da konusunu Homeros’un İlyada destanından lan kabartmaları yanında, mimari tasarım ve stili ile de dikkatleri üzerinde toplanmaktadır.

İÖ 150 yıllarında İon stilinde yapılan tapınak kuzeybatı Anadolu’da, Troas bölgesinde bugün için tek örnektir. Tapınakta Helenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan Mimar Hermogenes’in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plan tasarımı kullanılmıştır.

Tapınağın ön ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14’er sütun dizisi yer alır. Tapınağın ölçüleri; dar yüzler 23,20 m, uzun kenarlar ise 41,65 m olarak belirlenmiştir. Altyapısında üç farklı tür taş kullanılmıştır. Yapının temelleri, yöreye özgü volkanik tüf taşı ve andezit-bazalt taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Temel üzerinde görünen tüm yüzeyler mermer malzeme kullanılarak kaplanmıştır. Tapınak üç bölümlü bir plana sahiptir. Bunlar giriş sırasıyla, pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) olarak sayılabilirler.

Anadolu-Attik tip kaideler üzerinden yükselen 44 adet sütunun her biri üst üste konmuş 7 parçadan (tamburdan) oluşur. Yedinci sütun tamburları ise bezemelidir. Anadol’da nadir görülen bu figürlü sütun tamburları, üzerinde boğa başı+çelenk süsleri veya Homeros’un İlyada destanını anlatan mitolojik sahneler ile bezelidir. Bu son tamburun üzerine gelen başlık İon stilinde yapılmıştır. Sütunların üzerinden üst yapı elemanları olarak sırasıyla; inci dizisi ve yumurta sırasıyla taçlandırılmış arşitrav (baştaban) ile friz adı verilen ve üzerinde Yunanlılar ile Troyalılar arasında gerçekleşmiş olan Troya savaşlarını konu alan kabartmalı bloklar yer alır. Yapı daha sonra diş sırası (dentil), saçak (geinos), üçgen alınlık (pediment) ve kırma çatı ile son bulur. Tapınak yaklaşık olarak 5 katlı (15 m) bir apartman yüksekliğindedir. Marmara Adası mermerinden inşa edilen tağınağın mimarı ve yaptırıcısı bilinmemektedir.

İlyada ve Apollon Smintheus

Eski çağlarda Anadolu ve komşu ülkelerde çok tanrılı dine inanılırdı. Bu tanrılar çeşitli işlevleri, yetenekleri ve simgeleri olan insan biçiminde düşünülmüş hayali yaratıklardı. Apollon Smintheus da Anadolu kökenli bir tanrı olarak Gülpınar’da, Söke-Didim’de, İzmir Klaros-Ahmetbeyli ile Antalya Letoon ve Patara’da ve daha birçok yerde karşımıza çıkar.

Elimizdeki çeşitli yazılı kaynaklardan Apolon Smintheus hakkında en eski bilgiyi “Ey Smintheus, senin tapınağını çelenklerle hiç mi süslemedim” diyen rahip Chryses’in duası nedeniyle Homeros’tan işitmiş oluyoruz. Böylelikle büyük ozan bizi Apollon’un hem bir tapınağından hem de Apollon’un bir sıfatı olan Smintheus’dan haberdar etmektedir. Ayrıca İlyada’da yine Homeros’un dizelerinde Çanakkale-Troas bölgesi ile ilgili ‘Tenedos’un güçlü kralı Smintheus dinle beni’ sözcükleriyle de karşılaşmaktayız.

Troas kıyılarında Apollon’a küçük sunaklarda tapınıldığı ve onurlandırıldığı görülür. Gülpınar’daki tapınak ise yörenin en görkenli bilicilik merkezidir.

Apollo Smintheus insanları korur ancak gerektiğinde de cezalandırır. Bu işlevleri ile ilgili olarak antik yazar Polemon, Troas kentlerinden Chyrsa Apollon rahibinin yakışık almaz bir davranışı yüzünden kendisine hiddetlenen Apollon’un Chrysa halkına gönderdiği farelerle ekinlere zarar verdirterek rahibi ve halkını cezalandırdığından bahseder ve devam ederek rahibin, Apollon’u onurlandırmak için ona Smintheus adından bir tapınak yaptırdığını ve bu isimden gelen Smintheus sıfatını verdiğini söyler.

Diğer taraftan ‘fare’ anlamına gelen ve Apollon’u temsil eden ‘Smintheus’u ve Anadolu halkına karşı olumlu işlevini Homeros, İlyada destanında şöyle anlatır; Troia’ya savaşa giden Yunan ordusu yol üzerindeki kentleri yağmalar, kadın ve kızları kaçırır. Gülpınar’a – Chrysa’ya uğrayan Yunan ordusunun başındaki Akha kralı Agamemnon, Apollon Smintheus tapınağının rahibi Chryses’in kızı Chryseis’i odalık olarak kaçırır. Baba kızını almak için defalarca Agamemnon’a çıkar ve ona armağanlar, kurtarmalıklar götürür ancak kızı bir türlü geri alamaz. Tanrısı Apollon’a yakarır ve Chryseis’i geri getirmesini ister. Öfkelenen Apollon Yunan ordusuna okları ile farelerden bulaşan veba salgınını salar. Yunan ordusu vebadan kırılır. Odysseus’un gözetiminde Chrysa’ya-Gülpınar’a getirilir ve şükran olarak tanrı Apollon’a tapınakta kurbanlar kesilir.

Bu konular, tapınağın kabartmaları frizlerinde (relief) ve bezemeli sütunlarında ilk defa bir tapınağın mimari elemanlarında süsleme olarak karşımıza çıkar. Apollon burada kötülükleri cezalandırmıştır. Ayrıca farelere ve onların verdikleri zararlara karşı da insanlara yardımcı olur. Tahıllara ve ambarlara zarar veren fareleri de bu kez yine okları ile öldürür. Baba tanrı Zeus ile Leto’nun oğlu destanı İlyada’da Anadolu’lu olduğunu göstermiş ve Yunanlı tanrıça Athena’ya karşı Anadolulu’ların-Troialı’ların yanında olmuştur. Fare kültü ile ilk kez Troas bölgesinde onur gören Apollon, Troia savaşları boyunca önemli kararlarda tanrılar katından her zaman Troialı’ların yanında olmuştur.

Apollon Smintheus Tapınağı frizlerinde ve bezemeli sütunlarında İlyada destanında sözü edilen Troia savaşları ile ilgili çok öenmli olaylar anlatılmıştır; Troia Kralı Priamos’un oğlu Hektor’un, Akhilleus’un can dostu Patraklos’u öldürmesi; Akhilleus’un büyük öfkesi; annesi Tethis’in baba tanrı Zeus’dan oğlu için yeni silahlar istemesi ve oğluna Patraklos’un yasında silahları vermesi; Akhilleus ile Hektor’un kavgası; Hektor’un öldürülmesi ve Akhilleus tarafından arabasına bağlanarak Troia surları çevresinde sürüklenmesi ve Priamos, karısı Hekabe, kızı Kassandra ve gelini Andromakhe ile tanrı Apollon’un surlarda olayı seyretmesi ve İlyada’nın 24. bölümünde anlatılan Hektor’un karısı Andromakhe’nin kocası için yas tutma sahnesi ile destan biter. Sözünü ettiğimiz bu olayların hemen hepsi Smintheion kabartmalarında ünik olarak karşımıza çıkar, İlyada anlatımları çeşitli çağlarda vazolar üzerinde, duvar resimlerinde, mermer lahitlerde betimlenmişlerdir. Ancak bir tapınakta, ilk kez olarak Gülpınar Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nda karşımıza çıkar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

GEZGİN ÇİFT

Biz Orkun ve Neslihan. 2008 yılında hayatımızı birleştirdik. Ardından GEZGİN ÇİFT isimli web sitemizi kurarak gezilerimizi, anılarımızı buraya yazar olduk.

2014 yılında her ikimiz de mesleğimizi bırakıp tam zamanlı gezmeye karar verdik. Aradan geçen kısa bir süre sonra bizimle gezmek isteyenlere liderlik yaparak şimdi hem geziyor hem de gezdiriyoruz.

Hakkımızda daha fazla bilgi için BİZ KİMİZ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Diğer Yazılar
İLGİLİ

Assos Konaklama Tavsiyesi

Assos için yollara düşmeye karar verdiniz ve Assos'ta nerede konaklanır, Assos otel...

Zeus Altarı

Hera dosdoğru yürüdü Gargaran doruğuna, İda'nın en yüksek tepesiydi...

Küçükkuyu

Küçükkuyu ile tanışmam 1992 yılında başladı. O tarihten bu yana...

Bozcaada

Bu seferki adresimiz küçük kaçamakların ya da haftasonlarının en...