BİR ZAMANLAR JAPONYA’NIN BAŞKENTİ OLAN GEISHA ŞEHRİ
Hiroshima’da tam günlük gezimizi tamamladıktan sonra Kyoto’ya doğru yola koyuluyoruz tekrar. Otelin lobisine bıraktığımız bavullarımızı alıp odamıza yerleşiyoruz. Bir güzel dinlendikten sonra sabah Kyoto sokaklarına atıyoruz kendimizi. Kyoto’da Japon kültürünü daha yakından görebilirsiniz, etrafı dağlarla çevrili yemyeşil ve tapınaklarla dolu bir şehir.
İlk durağımız Toji Temple oluyor.Toji Temple M.S 823 kurulmuş bir Budist tapınağıdır. Ve bugün 57 metrelik yüksekliği ile Japonya’nın en yüksek ahşap yapısıdır.Bu tapınak Kyoto istasyonundan 10 dakika yürüme mesafesi uzaklığındadır.
TOJI TEMPLE
Tekrar Kyoto istasyonuna yürüyerek dönüyoruz ve Jr biletlerimizle iki durak sonra İnari istasonunda iniyoruz. İstasyondan çıkar çıkmaz sola dönüceksiniz ve hemen sağınızda büyük bir Torii kapısını göreceksiniz. Koskoca bir alana yapılmış Fushimi Inari Shrine. Kyoto’ya giderseniz burayı es geçmemeniz gerekiyor. Turuncu lake torii tünellerde (Şinto kapıları) yürürken en unutulmaz deneyimlerinden birini yaşayacaksınız. Önce geniş tünellerden geçiliyor ardından ufak ve dar olanlarından. Tünellerin bitiminde ufak tapınakların haricinde çok güzel bir gölet bizi karşıladı. Burası kesinlikle görülmesi gereken bir yer bence. Torii Tünellerinden geçerken gözüme çarpmıştı silindir şeklindeki o turuncu direklerin bir kaçı soyulmuştu yaklaşıp incelediğim de ağaç olduklarının farkına vardım.
FUSHMI INARI SHRINE
KINKAKUJI TEMPLE – The Gold Pavillion – ALTIN TAPINAK
Kinkakuji Japonya’nın en bilinen tapınaklarından biridir. 1994 yılından itibaren UNESCO Dünya Kültür Miras listesine alınmış. Kyoto istasyonundan 205 numaralı otobüs ile buraya gelebilirsiniz.
Bir günde ancak bu 3 tapınağı gezebildik. Ertesi gün erkenden otelimizden ayrılıp Gion bölgesine gitmeye karar verdik. Gion’a gitmeden önce mağazalara şöyle bir bakalım dedik. Her gittiğim yerden illaki bir şeyler alırım kılık kıyafet anlamında. Ama Japonya da ne yazık ki umduğumu bulamadım : ( Bu ne paçozluktur ya. Zaten herkesin tarzı hemen hemen aynıydı. Amaç değişik enteresan şeyler bulmaktı. Yalnızca evime süs olarak geyşa maketi almakla yetindim : )
Otelimiz Gion bölgesine pek uzak olmadığı için yürümek istedik. Gion’a girerken köprünün üzerinden geçiliyor. Köprüyü geçer geçmez geyşa heykelini yapmışlar çok hoşuma gitmişti.
YASAKA JINJA SHRINE
O kadar budist tapınağına gittim ama ben böyle tapınma şekli görmemiştim hiç. Japonların yerli dini inancı Şinto’dur. VI y.y da Budizm Japonya’ya geldikten sonra Japonlar eski dini inaçlarını Budizm’den ayırabilmek için Şinto deyimini kullanmaya başlamışlar. İbadet şekilleri ise önce eğiliyorlar sonra el çırpıp halatı sallayıp duaya başlıyorlar. Değişikti aşağıda uygulamalı resmi koydum : )
KIYOMIZU DERA TEMPLE
Her tapınağın girişinde bu çeşmelerden muhakkak vardır. Bazısı daha büyük bazısı böyle ufak olur. Tapınağa girmeden önce göreceksiniz ellerini ve ağızlarını bu musluklarda yıkarlar. Amaç ibadet etmeden önce temizlenmek. Yani bir nevi bizim abdest almamız gibi : )
Gion bölgesinin her yerini yürüyerek gezerseniz bir çok tapınağı da görebilme şansınız olur. Geyşalar artık eskisi gibi fazla olmadığı için şansınız varsa denk gelebilirsiniz. Tüm gün Gion bölgesinde gezdik tüm tapınak gezilerimizi bitirdik bu süre zarfında yalnız Kiyomizu Tapınağının girişinde turistlerle resim çekilmek için geyşa gibi giyinen genç kızlara denk geldik. Tam ümidimi yitirmiştim ki sokak arasında tesadüf gerçek geyşalara denk geldik. Kyoto’ya kadar gidipte geyşa görmemek gerçekten çok hayal kırıklığı olurdu benim için.